9 Mayıs 2010 Pazar
a.nın ve c.nin babalarının tuhaf ölümü
a.nın babası saçları 30 yaşında bembeyazlamış bir adam. kavruk suratlı, güzel burunlu, yeşil gözlü, a'nın anlattığına göre dünya iyisi bir adam. bir gün köydeki evlerinde divanda otururken, yere düşüp başını sobanın altındaki mermere çarpıyor, oracıkta ölüyor. a.ya göre adamın karısı adamı itiyor ve başını çarpmasına neden oluyor. yani kadın katil. ama yaşlı kadın bu durumu hep inkâr ediyor. sadece bir ara tartıştıklarını söylüyor bazen. bazen onu da kabul etmiyor. bir dediği bir dediğini tutmuyor. soruşturma, otopsi ne gezer. köy mezarlığına defnediliyor. a.nın bazen aklına geliyor sadece. üzülüyor. henüz gençti ve çok iyiydi diyor. torunlarına tahtadan oyuncaklar yapardı, çok iyiydi diyor, öyle merhametli öyle yardımsever bir adamdı ki diyor, ah ah diyor, çok iyiydi diyor başka bir şey demiyor. sobanın altındaki mermer taş orada hâlâ duruyor.
c.nin babasının hikâyesi daha da ilginç. benim aklımın almadığı türden küçük kazalardan. aklımın değil aslında içimin almadığı. böyle boktan kazalar beni çok üzüyo, çok harap ediyo, hep başıma böyle şeylerden biri gelecekmiş gibi hissediyorum. almanya'da, kamyon şoförü c.nin babası. bir ara arabanın tekerinden bir ses geldiğini işitir gibi oluyor. sağa çekip bakayım, diyor. çekiyor, iniyor, yürüyor, eğilip lastiğe bakıyor, kurcalıyor. o sırada tak! janttan kopan bir parça, bir tane parça, az önce yerinde duran ve jantla beraber dönen, dönen, dönen parça mermi olup şakağına saplanıyor. o oracıkta yığılıyor. ben buracıkta. benim aklım bazı şeyleri almıyor. almayınca da taşıyor, taşıyor, ağlıyor.
c.nin babasının hikâyesi daha da ilginç. benim aklımın almadığı türden küçük kazalardan. aklımın değil aslında içimin almadığı. böyle boktan kazalar beni çok üzüyo, çok harap ediyo, hep başıma böyle şeylerden biri gelecekmiş gibi hissediyorum. almanya'da, kamyon şoförü c.nin babası. bir ara arabanın tekerinden bir ses geldiğini işitir gibi oluyor. sağa çekip bakayım, diyor. çekiyor, iniyor, yürüyor, eğilip lastiğe bakıyor, kurcalıyor. o sırada tak! janttan kopan bir parça, bir tane parça, az önce yerinde duran ve jantla beraber dönen, dönen, dönen parça mermi olup şakağına saplanıyor. o oracıkta yığılıyor. ben buracıkta. benim aklım bazı şeyleri almıyor. almayınca da taşıyor, taşıyor, ağlıyor.
ağlamak güzeldir

o. ağlayan insana bakamazdı. b.nin ağladığını hiç görmemiştim, sonra çok acayip bi yerde gördüm, şaşırdım. ben o konuya ağlamıyordum hiç. aklıma bişeyler getirip getirip ağlama konusunda iyiyimdir. bunu genellikle yatağa girince yaparım. a. öyle komik ağlar ki, o ağlarken gülmemek için kendimi zor tutarım. diğer a. nın hep öfkeden ağladığını hatırlıyorum. yolda ağlayarak yürüyen insanlar görüyorum. şimdilerde, eskisinden daha sık görüyorum. ah, yolda ağlayarak yürüyen insan. çıkma karşıma.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
