'tous les matins du monde sont sans retour' der fransızlar. 'dünyanın tüm sabahları geri dönüşsüzdür'. her sabah aynı saatte kalkıyorum. aynı saatte otobüse binip, her zamanki yerime oturuyorum. her sabah aynı saatte motora binip karşıya geçiyor, aynı otobüsle meydana çıkıyor, aynı yerden orta boy sade kahve alıyor, aynı yerde servis bekliyorum. aynı çantam yanımda, aynı kitap elimde duruyor. cebimde aynı anahtarlar, insanlara her sabah aynı şekilde günaydınlar, aynı yollar, aynı düşünceler. kulaklıkları takıp aynı radyoyu açıyorum. paris'te aynı grev, istanbul'da aynı patlama, üsküp'te aynı seçim var. aynı elbiseyi giymişim. saçım da aynı. gözümün kenarına çektiğim kalem, dudağıma sürdüğüm gül kurusu ruj, tırnağımdaki lacivert oje aynı. 'dünyanın tüm sabahları geri dönüşsüzdür' diye tekrarlıyorum içimden. bir çiçek bana selam veriyor.Tuttum aşık oluverdim.
Ben kaldırımın bir ucunda,
Tâ öteki ucunda o
tous les matins du monde