
londra'da bir konferans. adı: sıkıcılık 2010. 'duvar boyasının kurumasını dinlemek', 'otopark çatılarının dayanılmaz güzelliği', 'ingiliz usulü kahvaltının kişiliğime etkileri' başlıklarıyla sunulan makaleler. eve ilk otomatik çamaşır makinası geldiğinde, çamaşır yıkayan makinamızı izlemiştik saatlerce. camın ardında birbirine karışan renklerle başımız döne döne. insanın içini delen kokularla pişen portakallı üzümlü keklerin kabarmasını izlemiştik, fırın camından. brüksel lahanalarının haşlanmasını, tencerenin üstünden, camın önünde sigara içerken. rakı kadehlerinin dolup dolup boşalmasını, sessizce. buzun erimesini, kaygıyla. o uyurken, nefes alış verişini korkuyla. serçelerin bir paket çekirdeği bitirmesini, moda sahilinde. gece yarısı uyanınca su içip bir bardak, hareket etmemize gerek kalmadan karın kaslarımızı çalıştırdığını iddia eden bir aletin reklamına bakmıştık dakikalarca. izlemişiz, beklemişiz, bakmışız, susmuşuz, ne kadar sıkılmışız.