
fotoğraf: elif türkölmez/taşkışla
"buradan iki ay önce geçmek için neler vermezdim abla" diyor taksici. "efendim?" diyorum. cam açık, emniyet mahallesinin oradaki tünele daha yeni girmişiz. hiçbir şey duymuyorum. "eski karım" diyor. "burada oturuyordu". "eskiden onu görmek için hep buralara gelirdim. ama iki ay önce duydum ki evleniyormuş. artık gelmiyorum, rahatsız etmek istemiyorum" diyor. sigaradan derin bir nefes alıyorum, boğazım yanıyor. hiç bir şey söyleyemiyorum. "bu kiloların da sebebi o abla" diyor. "o beni terk edince ilaç kullanmaya başladım, onlar da kilo yaptı." "boşver" diyorum. "efendim?" diyor. "boşver boşver. unutmaya bak. hayat devam ediyor. sen de başka birini seversin" diyorum ezbere. "abla başınızı ağrıttım sizin de kusura bakmayın ama o iş öyle kolay olmuyor" diyor. "ne zaman boşandınız?" diyorum. "iki yıl" diyor. "iyi işte bu sıralarda unutman lazım artık" diyorum. "yok unutamıyorum" diyor. sinirleniyorum. ineceğim yere yaklaşmama rağmen bir sigara daha yakıyorum. derin bir ilk nefes çekip burnumdan soluyorum. "ben anneme hep derdim ki, anne allah bana sana benzeyen eş vermesin. çünkü seni çok seviyorum. bir tane daha senin gibi seveceğim birini istemem. ama allah tuttu bakın bana ne verdi" deyip, telefonunu arkaya uzatıyor. alıp bakıyorum. iki tane şişman kadın. biri daha genç. ama hakikaten birbirlerine benziyorlar. ikisi de beyaz tenli, yeşil gözlü, şişman ve yumuşak görünüyorlar. "güzelmiş" diyorum. "ama dediğim gibi hayat devam ediyor, yine aşık olursun..." "yok abla ben sonsuza kadar onu seveceğim, bu benim ömrüm, hayatım, ben onsuz bir hayat düşünemiyorum. yine bana dönmesini bekleyeceğim. allahıma her gün dua ediyorum, hatasını anlasın diye" diyor. "sağdaki siyah arabanın arkasında ineyim" diyorum. "ne kadar?" köprü parasıyla birlikte bana yoldan aldığı su ve sigara parasını da taksimetrede yazana ekleyip uzatıyorum. "iyigeceler abla, kusura bakma" diyor. "rica ederim ama dediğim gibi hayat güzel, yeniden aşık ol" diyorum. "yok abla ben onu bekleyeceğim" diyor. kapıyı kapatıp arkasından bakarken, sigaradan derin bir nefes çekip yere atıyor, izmariti ezerken okkalı bir küfür savuruyorum. taksiciye olmadığı kesin.
takside bu çalıyordu
