bir insanı sevmek ne kolay aslında. genç, hatta epeyce küçük (belki 17 yaşında) ofisboy oğlanı sırf dudak kenarlarındaki dudak renginden azcık daha koyu çizgiler yüzünden sevdim. böyle diyorum ama başka sebepleri de var. onu ilk görüşümde sevdim. eli kolu zarf dolu, asansöre bindi, kıvırcık mı saçları, çok mu güzel burnu, masmavi mi gözleri, dolgun mu dudakları, kız gibi mi yoksa bu? hiç mi bakmaz insan yüzüne, utangaç mı, peki neden bu kadar şehvet dolu? atıf yılmaz hayatta, müjde ar da azcık genç olsa da bununla bir film yapsalar, izlemelere doyamam. ona bakmaktan, bu kadar güzel bir şeye bakmaktan kendimi alamıyorum. o güzelliğin, zarf taşıyan, kemikli, cinsiyetsiz ve gençlik dolu hali gibi. o ne? ben neyim? ona bakmak istiyorum sadece. insan neden güzele bakmak istiyor acaba, nasıl bir haz veriyor ki bakmak ona? o sadece güzel de değil, hiç ses çıkarmadığı için sanki bir hayvan. sanki ben de egzotik hayvanı gözleyen avcı. kasıklarında sancı. zarfları düşürdü yere. refleks, topladım verdim, teşekkür etti mi, yoksa bir inilti mi çıkardı, bilmem. muhtemelen trabzonlu bir anası var, ona karalahana aşı pişiren, kızkardeşi var, liseye giden, babası var, bunu döven. bunun da kemikleri var, beni ağlatan...
bir insanı sevmek ne zor aslında. orta yaşlı, siyah kemik çerçeve gözlüklü, kelleşmiş, bürokrasi insanı... iki çayı hesap makinesiyle hesaplayıp, para üstünü söyleyerek veriyor. misal 'iki çay 90 kuruş, para üstünüz 10 kuruş'. ters ters bakıyorum. aslında bütün gıcıklıklarına göz yumabilirdim, yanında çalışan herkesi mütemadiyen azarlamasaydı. hacer hanım iki tost hâlâ olmadı mı, mustafa boşları topla, sallanma, ahmet pelin hanımın gazozu unutuldu mu? mekanik bir ses tonuyla sürekli buyuruyor, sürekli azarlıyor, sürekli söyleniyor. dün de masaya oturmuş yüzlerce loto kâğıdını dolduruyordu. bir yandan da voliyi vurmak istiyor. muhtemelen evde, türbanlı olduğu için utandığı bir karısı, üç yaşında bir kızı var. annesigille altlı üstlü oturuyor ama parayı bulursa bakırköy'e falan taşınmayı düşünüyor. ona baktıkça bir insandan nefret etmenin ne kadar kolay olduğunu düşünüyorum. bıçağı kapıp karnını deşme şansımı azaltan, aramızdaki geniş tezgaha dua ediyorum.

