Etiketler

Sayfalar

21 Ekim 2010 Perşembe

eskiden rastlaşacaktık ya da şimdi tam zamanı


kadın olan, adam olanın sağ gözünün altındaki bir çiziğe okşar gibi dokundu. 'Naaptın burana?' dedi. Caddeden vızıltıyla geçen arabaların gürültüsünden duymuyordum ama sanki, "Hep böyle dikkatsizsin, bak kesmişsin şuracığını, ah ah..." diyordu. Adam gülümseyerek kadının yüzüne bakıyordu. Sonra, "Sen benim gençliğimi görecektin" dediğini duydum. Tanışmadıklarını, oracıkta rastlaştıklarını, ışığın kırmızıya dönmesinin şerefine bu büyülü anın vuku bulduğunu anladım. Adam kir pas içinde. gri kırçıllı bir palto geçirmiş sırtına, elinde, içi kâğıt, çöp, şişe dolu olduğunu sandığım bir çuval var. Kadın, bembeyaz saçları, üzerine bol gelen siyah ceketi, pis kahverengi pantolonu ve biri topuklu diğeri düz ayakkabasıyla adamın suratına bakıyor, yarasına dokunuyor. Adam yaşlı ama heybetli. Dediği doğruysa gençliğinde 'çok yakışıklı'. Işık yandı. karşıya geçtim. hiç tutmadım kendimi. ağladım. Ben hayatımda ilk defa şefkatin böylesini gördüm. iki evsiz, bir ışık, bir çizik, bir ihtimal...