Etiketler

Sayfalar

28 Nisan 2010 Çarşamba

anahtarlar


Hayatınızda sürekli yinelenen bir imge, bir olay var mı? Hani şu Almanca’nın ihraç ettiği sözcükle ifade edecek olursak leitmotif’iniz ne? diye soruyordu Karin Karakaşlı 'Hayatınızın deseni hangisi?' başlıklı yazısında.
Bazı yazıları unutmam, bazılarını unuturum. Bu, unutamadıklarımdandır, kendi 'desenimi' uzun uzun düşündürttüğünden belki... Çok düşündüm benim desenim ne? diye. Karar verdim, 'kendi evimin anahtarları'.
Onlara ulaşmayı ne kadar istiyorsam, aslında eve zile basarak girmeyi de o kadar istiyorum. 'Kendi evimin anahtarları' ne kadar benim desenimse kapıyı açıp 'hoşgeldin' diyecek biri de o kadar benim desenim. o zaman şöyle yaparız, ben kapıyı anahtarla açarım ama koltukta oturmuş kitap okuyan ya da mutfakta yemek hazırlayan birileri de bana hoşgeldin, der. olmaz mı?

Hiç yorum yok: