Etiketler

Sayfalar

29 Ocak 2011 Cumartesi

sosyal mesaj



ikea'da genç anne ve babalar, bebeklerine 'yabancıların' evlerindeki gibi mobilyalar almak için, değince insanı çosst diye çarpan elektrik yüklenmiş alışveriş arabalarını sürüyor. kadın, 'ay bu çok şirin' diyor lüzumsuz bir harcamayı havada sallarken. adam, 'hayatım hadi' diyor. arabayı köfte bölümüne sürüyor. bir de çocuk mönüsü diyorlar. "kepek ekmeği al" diyor kadın, sırada sıkılıp ağlamaya başlayan çocuğu oyun alanındaki 'kardeşlerin' yanına sürüklerken. hesap 22.50 tutuyor. adam kredi kartıyla ödeyip, cam kenarındaki masalardan birini tutuyor.



buraya çöp dökmek yasaktır,
eski sevgilililerle,
anlaşabilirsek ne güzel olur,
karton kolililerle
kocaelililerle...


sosyal mesajı gözüne gözüne vermiyim diye cümleyi tam kurmuyorum mesela. artist gibi göndermeli, mesajlı bişeyler yazıyorum. gözlerimi kısıp tekrar okuyunca bi tatmin hissi sarıyor içimi. bazen de olmadı ama neyse zaten kimse okumuyor diye gönderiyorum. birbirinden epey alakasız görsellerle 'süslediğim' yazılarımdaki kopukluk, bağlam dışılık, bol tashih, çağrışımlarla ilerleyen düşünce akışı cehaletle birleşince ortaya hiç bir şey söyleyemeyen yazılar çıkıyor. sonra blogu okuyan var mı diye bakıyorum istatistikler bölümüne ki onu da yeni ve tesadüfen öğrendim. en çok okunan yazı 'sıçamıyorum' başlıklı yazı çıkıyor. adam sıçamıyor, derdine derman arıyor. google'a bir umut yazıyor: sıçamıyorum. karşısına benim hiç bir derde deva olamayacak blogumdaki saçmasapan bir yazı çıkıyor. o adam hayata küsmez mi? zaten içi kurumuş, olmuş sana mürdüm eriği. neyse bugün yorgunum mesajları aytek ve büyük ev ablukada verecek.

Hiç yorum yok: