
Babam Erdoğan amcayı aradı, bizi Esenler’e, babaannemlere götürmesini istedi. “Onlar da görsün arabayı” dedi. Erdoğan amca geldi. Ben babamla öne, şoför koltuğunun yanına oturdum. Yolda küçük bir tümsekten geçtik, arabanın içinde hep beraber zıpladık. “Neredeyse kafamız tavandan çıkacaktı” deyip sesli bir şekilde güldüm. Kimse bir şey demedi. Babamın yüzüne baktım, ciddi görünüyordu. Bu cümleyi, bazı sabahlar kendi oğluyla birlikte bizi de okula bırakan Hikmet amcadan duymuştum. Okul yolunda tümsekten geçerken söylemişti. Arabalarla ilgili teknik terimleri bildiğimi babama ve Erdoğan amcaya ispatlamalıydım.
Neyse ki çok geçmeden bir tümsekten daha geçtik. Hoplayan kıçlarımız daha koltuğa yapışmadan ben yapıştırıverdim bir “Az kalsın kafamız tavandan çıkacaktı.”
Babam, “Sus kızııııım” diye kızdı.
Oysa arabalarla ilgili bildiğim tek cümle buydu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder